Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamalarını sert bir dille eleştirdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in hükümeti "cunta" olarak nitelendiren söylemleri, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, eski İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu da sosyal medya platformu üzerinden sert eleştirilerde bulundu. Soylu, paylaşımında CHP'nin tarihini "kirli planlar, karanlık işbirlikleri ve kanlı darbelerle süreklilik kazanan bir batıüstü olarak" tanımladı.
Süleyman Soylu, paylaşımında, "Siz, büyükelçiliklerde daha iki yıl önce devletin kayıtlarına girip anlaşmalar yaparak mandacılığı kabul ederken, Koca Reis bu millet adına bütün dünyaya meydan okuyordu" ifadelerini kullandı. Soylu, Türk milletinin en zorlu dönemlerde bile kimsenin önünde eğilmediğini vurguladı. "Bugün, hırsızlık yapanların karşısında dünya karşısında olsa da, Allah'tan başkasına eyvallahımız yok!" diyerek duruşlarını net bir şekilde ortaya koydu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "cunta" ifadesinin ardından hükümet yetkililerinin tepkileri sürerken, Soylu'nun açıklamaları da dikkat çekti. Türkiye'nin geçmişinde yaşanan siyasi çalkantılara ve darbeler dönemine bir gönderme yaparak, CHP'nin bu tarihsel süreçteki rolüne atıfta bulundu. "Siz, daha önce yaptığınız anlaşmalarla manda altına girmeyi kabul ederken, devletin itibarı ve bağımsızlığı için mücadele verenlerle bu ülkenin kaderini belirlemeye çalıştınız" yorumunu yaptı.
Soylu ayrıca, "Özgür Özel'e sesleniyorum; İngiltere'ye sergilediğiniz o yalakalık ve o küçücük devletler nezdinde yalvarışınız, CHP tarihine kazınmış kara bir lekedir" diyerek eleştirilerini daha da sertleştirdi. Bu eleştiriler, Türkiye'nin siyasi gündeminde önemli bir tartışma başlattı.
Özetle, Süleyman Soylu'nun CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik eleştirileri, siyasi tartışmaların alevlenmesine neden oldu. Özellikle CHP'nin tarihinin ele alınması ve Özel'in geçmişteki bazı anlaşmaları üzerinden yapılan değerlendirmeler, kamuoyunda geniş yankı buldu. Bu bağlamda, siyasi partilerin geçmişle yüzleşme ve çağdaş siyasetteki duruşlarını nasıl sürdürecekleri konusu da yeniden gündeme geldi.
