Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Başkanı İrfan Tatlıoğlu, Suriye’de gerçekleşen devrim sonrasında bölgeye çıkarmalar yaparak, Türkmen nüfusunun demografik yapısını ve kültürel değişimini yerinde inceledi. Yapılan saha çalışması sonucunda önemli tespitler paylaşıldı. Suriye iç savaşı sonrasındaki Geriye Göç Çalışması kapsamındaki ziyaret, Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği tarafından gerçekleştirildi. Türkiye’nin katkılarıyla sahada gözlemler yapıldı ve Türkmen toplumunun durumu hakkında çeşitli istişari toplantılar düzenlendi.
Tatlıoğlu, Suriye’nin Azez, Halep, Şam, Lazkiye, Hama-Humus gibi çeşitli bölgelerinde, yerel halkla görüşmeler yaparak olumlu tepkilerle karşılaştıklarını belirtti. Türk varlığına olan sevgi ve özlem, Türkmenlerin geniş bir coğrafyadaki izlenimlerinde belirginleşti. Saha çalışması boyunca, Suriye’deki demografik ve sosyo-kültürel dönüşüm tespit edildi. Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği, Suriye Türkmen toplumunun iç savaştan sonra Türkiye ile olan yakın ilişkisini, bu ilişkilerin gelecekteki siyasi sistemi nasıl şekillendireceğine dair vurguladı. Ayrıca, uluslararası güçlerin, bölgedeki Türkmen varlığına yönelik tehditleri de gözlemlediklerini ifade etti.
Saha çalışmasının önemli başlıklarından birisi, Suriye’deki Türkmen nüfusunun gerçek oranı ve bunun kaybolma sebepleriydi. Resmi istatistiklerde belirtilen %13,5 oranının yanı sıra, gerçek oranının %30 civarında olduğuna dikkat çekildi. Türkmen nüfusunun kaybolması ve eriyişinin detaylı olarak araştırılması gerektiği vurgulandı. Suriye'nin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin destek projeleriyle bu nüfusun korunmasına yönelik adımlar atılması gerektiği belirtildi.
Ayrıca, Suriye'deki şehirlerin alt ve üst yapısının savaş nedeniyle ciddi zarar gördüğü ve bu süreçte halkın bilinçlendirilmesi adına ortak dayanışma ve kampanyalar yürütülmesi gerektiği ifade edildi. Türkçe öğreniminin desteklenmesi ve Türk okullarının açılması gibi konular da tartışıldı. Halep’ten Türkiye’ye gelen Türkmen nüfusunun, Türkçe’yi ikinci dil olarak öğrenmesi ve Türkiye ile olan bağlarının güçlendirilmesi gerektiği üzerinde duruldu.
Hazırlanan raporda, Suriye Türkmenlerinin iç savaştaki rolü ve yeni kurulan milli ordudaki katkıları da ele alındı. Türklerin, Suriye’nin dini ve tarihi açıdan önemli bölgelerindeki etkisi ve varlığı, yeni yönetimde yer almaları için gereklilik olarak ifade edildi. Türkmenlerin askeri gücü ve Türklerin bu süreçteki desteklerinin devam etmesi gerektiği vurgulanarak, Türkmenlerin haklarının her alanda korunmasını esas alan bir politika geliştirilmesi önerildi.
Wadessa Türkmen bölgelerinde sivil toplum bilincinin geliştirilmesi ve Esad rejiminden kalan korkuların aşılması için organizasyonel yapılanmalara yönlendirme yapılması gerektiği söylendi. Ayrıca, Türkiye’deki akademik kurumlar ile Suriye arasında bir etkileşim sağlanmasının yararlı olacağı ifade edildi. Türkmen varlığının asıl öneminin, Arap ve Kürt nüfus içinde eriyerek kaybolmamaları gerektiği vurgulandı. Tüm bu değerlendirmeler, kapsamlı bir destek stratejisi ile Suriye Türkmenlerinin geleceği açısından kritik öneme sahiptir.
